Home
16 Mayıs 2024 ( 777 izlenme )
Reklamlar

Konu ise,Alaplı'daki ÇAY boyundaki Yat tersanesi..son gelişmeler

"MOLLABEY KÖYÜNDE YAŞANAN SEL FELAKETİNİ NE ZAMAN UNUTTUK"

Konu ise,Alaplı'daki ÇAY boyundaki Yat tersanesi

Daha önce yazdım. Yine yazayım.

Ziya Paşa, ne güzel söylemiş:

En ummadığın keşf eder esrârı derûnun,

Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?

(En ummadığın senin içyüzünü keşfeder, Sen herkesi kör, halkı sersem mi sanıyorsun?)

Öncelikle olayın geçmişini ve aslını anlatalım.

Son günlerde Tartışmaya konu olan yer Yat tersanelerin yeri deniz kenarı olması gerekirken, sahil içi bir kilometre fazla uzak mesafesi Çay boyu altında Tarım arazisi olan  tartışmalar..

Peki, tartışma neden kaynaklanıyor?

Ancak bahsettiğimiz bu konu ise,geçtiğimiz günlerde Zonguldak il Genel Meclisinde Alaplı ilçesi Çamlıbel köyüne kurulmak istenen yat Tersanesi meclis tarafından sel tehlikesi , tarım arazisi olması, su kuyuları ve kamu zararı gerekçesiyle ret ediliyor.. Özetle,Yani İl Genel Meclisinde  ranta izin çıkmadı..!

Ancak, Yat Tersanelerin iptal edilmesiyle beraber.. Bu olaydan sonra, bazı çevrelerin hemen savunmaya geçtiklerini görülürken, hemen bu kişilerin mevcut ticari ilişki bağlantılarında acaba kimlerin hissesi var? sorusu geliyor..

Bugüne gelirsek.. Doğa olaylarının afete dönüşmesindeki en büyük etkenlerin temelinde, insanoğlunun kendisi gelmektedir. Bu söylemden hareketle, dere ve Çay  yataklarına  imar konusunda önemli gördüğüm tespitlerimi paylaşmak istiyorum.bunun en bariz örneklerinden bir tanesi olan 2014 yılında Mollabey köyünde yaşanan sel felaketi..

 Mollabey Köyünde yaşanan sel felaketini ne zaman unuttuk. bu tarihlerde yapılan haberlerde" Alaplı İlçesi Mollabey Köyünde sel nedeniyle kabakulak deresi taştı.100 yakın iş yeri ve evi su bastı." başlık altında Ulusal haber sitelerinde yer aldı. bu günleri bir hatırlayalım... yani kısaca,..ÇAY ve DERE yataklarını imara açıp ev ve işyeri ile doldurmanın faturasını kötü görüntü yanında yağmur suyu tahliyesi açısından ne kadar yanlış olduğunu zaman zaman yaşayarak öğreniyoruz.

 Konunun bir başka tarafı ise,Allah esirgesin, Alaplı Çayı’nın taşması sonucu (1997 ve 2014 yılında oldu) olduğu gibi ; Alaplı'da bir sel felaketi olsa, Çay yatağına yapılan işyerlerin ve içinde oturanların başına neler gelir, hiç düşündünüz mü?

Oysa ülkemizde konuyla ilgili olarak ibretlik ve ders alınacak yüzlerce olay var.

Kastamonu Sel Felaketinden ders almadık...mı..

9 Eylül 2009 tarihinde İstanbul’da meydana gelen sel felaketinde dere yataklarına yapılan işyeri ve konutlarda selden zarar gören 37 vatandaşımız hayatını kaybetmişti..

Yollarda araçlar tamamen sulara gömülmüş, araçlarından çıkamayan birçok kişi boğularak hayatını kaybetmişti.bunları Ne zaman unuttuk?

Alaplı Çayın debisinin aşırı derecede arttığı, bu nedenle vatandaşların çay ve dere kenarına yanaşmaması gerekir olduğunu biliyormuyuz..!

 Tüm olumsuzluklara rağmen ve günlerdir tartışma konusu olan, Çay Boyundaki 73.000 M2 Hazine arazisi üzerine,“Yat imalatı” yapma da ısrarcı olmak da neyin nesi? 

Sonuç olarak, Alaplı'da Yat imalatı yapacak başka yer mi kalmadı? ayrıca, Konunun en tartışmalı tarafı ise İstanbul'da bulunan Yat imalat sorumlu muhatap

 kişiler,Bugüne kadar konuya ilişkin kamuoyuna tek bir açıklamada bulunmamaları..ve AYTEK Başkanın dediği gibi birileri tarafından çok ifadeyle Çay boyundaki defermasyon kirli bilgisi ortada dolaştığını söyledi ise,hala bir çok sorular aydınlatmayı beklediği görülüyor.

Bir başka konu ise Çay içinden alınan kum ve Çakıl

 Kurum ve yetkililerin doğa talanına karşı sessiz kalmaları ayrı bir muamma.! Konu Çayın içinde alınan Kum ve çakıl..ve Çay içinde yapılan birit çalışmalarında çayın yok oluşu..

Ben ve Gazeteci arkadaşımız Mehmet Öztürk  dışında kimsenin konuya değinmediği Çay boyunda dönen uygunsuz, kimse ses çıkaramadığı Çayın içinden alınan kum ve çakıl olayı üzerine bir kaç satır bizde değinelim istedik..

Şu an rant haline getiren Çay boyundaki alan içinde bir firma tarafından çay içinde birit çalışmaları yapıyor..yapması da, buradaki çakıl,kum malzemelerin çıkarıldığı gibi duvar ve çay içine döşenen birit,yanı sıra set duvar çalışmaları sırasında İş makinaları ve kamyonlarla bu doğal çay yatağında tahribatlar yapıyor olmasına her ne hikmetse kimse görmek istemiyor.. işin ilginç yanı ise bu duvar çalışmaları esnasında çay içinden istediğin kadar malzeme alması..hemde sınırsız kontrolsüz şekilde! peki Çay içinden malzeme alınırken şartnameye uyuluyormu..! ..? ..Peki bu çalışma sizce, Bu tahribatlar doğal yaşam alanlarına zarar vermiyormu ..?..bekleyen cevaplar

Maalesef,bunun gibi içimize sinmeyen olaylar, Medya olarak yine iyi bir sınav veremiyoruz. Daha da kötüsü, sorumluluğumuzu yerine bir iki arkadaşlarımızla beraber getiriyoruz..bu gibi olayların sonuna kadar olaylara gidip yazıp çizmeye devam edeceğiz..

Herkes bilsin ki, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapılan yanlışları kamuoyu önüne getirmeyi sürdüreceğiz. 

Konuyu bilenler aslında her şeyin farkında.. yukarıda bahsettiğim iki başlık satır konular sadece buzdağının görünen kısmı olduğunu bilsinler..

Not: En son Alaplı Kaymakamlığında  biz Gazeteciler Mehmet Öztürk ve bendeniz Ertuğrul Yüksel bu konu olarak ,Zonguldak İl Genel Meclis Başkanı Necdet Karaveli, İl Özel İdaresi daire müdürleri, AK Parti ilçe başkanı Altan Güngör, Aytek Başkanı Hikmet Demircan ile bu konu hakkında soru cevap olarak görüşlerimizi açıkladık.

buradan çıkan karar neticesinde sonrası  tesisin tekrar il Genel Meclisinde gündeme gelip gelmeyeceği valilik ve ilgili kurum müdürleri ve Aytek yetkililerinin yapacağı toplantı sonrası belirleneceği kararı varılacağı  öğrendik..gelişmeleri takip edeceğiz..

 Son olarak..

Ziya Paşa’nın dediği gibi;

Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?

Hoşcakalın / 

Bu yazıyıda buraya tarih olarak not düşüyorum.

    

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İşte fark etmeden geçirdiğinizi gösteren 7 işaret Yüzde 90 engelli adamı öldüresiye darp ettiler Tüm dünya onu konuşmuş, tek doğumda 10 çocuk doğurduğu iddia edilmişti: Utanıyorum Karantina ve yasaklar geri geldi